Prostat kanserine neden olan 22 yeni pestisit türü tespit edildi

Prostat Kanserine Neden Olan 22 Pestisit Türü Tespit Edildi

Amerika Birleşik Devletleri’ndeki araştırmalar, prostat kanseri riski ile ilişkilendirilen 22 pestisit tespit etti. Ayrıca, bazı pestisitlerin prostat kanseri ölümleri ile de bağlantılı olduğu belirtildi. Bu pestisitlerden 4’ü, prostat kanseri ölümlerine yol açabilecek potansiyel faktörler arasında yer alıyor. Araştırma, çevresel faktörlerin sağlık üzerindeki etkilerini daha detaylı bir şekilde incelemeyi amaçlıyor.

Prostat kanseri ile pestisitler arasındaki ilişkinin kesin bir nedensel bağ göstermediği vurgulanmaktadır. Stanford Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden ürolog Dr. John Leppert, bu araştırmanın prostat kanseri ile ilişkili olabilecek pestisitleri belirlemede faydalı olacağını ifade ediyor. Ancak, prostat kanseri tanısı konmuş bireylerin bu pestisitlere maruz kalma derecesi henüz net değildir.

Pestisitlerin Prostat Kanseri Üzerindeki Etkisi

Prostat kanseri, Amerika’da en yaygın ikinci kanser türü olmasına rağmen, risk faktörleri hala tam olarak anlaşılamamıştır. Dr. Leppert, “Prostat kanseri veya diğer kanserlerin gelişme riski, yaşadığınız yere bağlı olarak değişir ve bu coğrafi farklılıklar hakkında yeterli açıklama bulunmamaktadır” diyor. Prostat kanserinin erken teşhisinde çevresel faktörlerin etkili olabileceği düşünülmektedir.

Daha önceki araştırmalar, sınırlı coğrafi alanlara veya belirli pestisit türlerine odaklanmıştı. Bu çalışma, 3.100’den fazla ABD ilçesindeki pestisit kullanımı ile prostat kanseri oranlarını karşılaştı. 22 pestisit, yaş dağılımı gibi faktörler göz önünde bulundurularak, prostat kanseri vakalarının veya ölümlerinin daha sık olduğu bölgelerle ilişkilendirildi.

Araştırmanın Yöntemi ve Sonuçları

Araştırma, pestisit kullanımını 1997-2001 ve 2002-2006 yılları arasında iki farklı dönemde inceledi. Kanser vakaları ise 2011-2015 ve 2016-2020 yıllarında ele alındı. Prostat kanseri, gelişimi zaman alan bir hastalık olduğundan, pestisit kullanımından sonra kanserin ortaya çıkması yıllar alabilir.

Çalışma, yaygın olarak kullanılan herbisitlerden biri olan 2,4-D’nin de prostat kanseri ile ilişkili olduğunu gösterdi. Dr. Leppert, “Bir klinisyen olarak, çevresel faktörleri daha iyi anladıkça, hastalarımıza daha iyi hizmet verebileceğimizi umuyorum” diyor. Araştırmanın, çevresel faktörlerin erken teşhis ve tedavi süreçlerinde nasıl rol oynayabileceği konusunda önemli bilgiler sunduğu belirtilmektedir.

Çalışmanın Gelecek İçin Önemi

Pestisitlerin sağlık üzerindeki etkilerini daha iyi anlamak, prostat kanserinin daha erken aşamalarda teşhis edilmesine yardımcı olabilir. Bu araştırma, çevresel faktörlerin hastalıkların gelişimine nasıl etki edebileceğini daha ayrıntılı bir şekilde araştırılmasını teşvik edecektir. Dr. Leppert, çevresel etmenlerin anlaşılmasının, prostat kanserini erken teşhis etme ve tedavi etme konusunda sağlık uzmanlarına önemli avantaj sağlayacağına inanmaktadır.